28 Kasım 2013 Perşembe

TEZLER-TEORİLER: Edirne'deki Cihannüma Kasrı ve Zından Baba Türbesi Diye Bilinen Yer Arasındaki Benzerlikler

Edirne'deki Cihannüma Kasrı ve Zındanbaba Türbesi Diye Bilinen Yer Arasındaki Benzerlikler
Prof. Dr. Ayda Arel

Kuzey Ege kıyılan boyunca yaptığımız taramalar sırasında inceleme fırsatını bulduğumuz ilginç yapılardan biri, Çandarlı ile Midilli adası arasında kalan Corci adasında ki büyük kuledir. Kenarları yaklaşık 15 m uzunluğunda kare bir tabana oturan bu kulenin teras şeklinde olduğunu tahmin ettiğimiz üst katı yıkılmış olduğundan yüksekliği kesin olarak belirlenememiştir. Gene de 15 m. olarak kestirilebilmiştir. Kule, adanın denize ve kıyılara egemen bir bakış sağlayan en yüksek noktasına kurulmuştur. Üç-üç buçuk metre kalınlığında ki duvarları, aralarında devşirme malzeme de bulunan değişik irilikte yontulmuş taşlardan inşa edilen bu kulenin giriş kapısından başka açıklığı yoktur. Mazgallı parapetle çevrili teras şeklinde ki çatı kısmının altındaki mekana açılan giriş kapısı zeminden 6 - 7 m kadar yukarıda kalmaktadır. Çevresinde tuğladan bezeme izleri bulunan bu açıklıktan, ortasında bulunan iri ve dört köşe örme bir ayağa binen dört çapraz tonozun örttüğü bir mekana girilir. Tuğladan örülmüş olan bu tonozlar, ikisi serbest ikisi de yapının duvarları içinde yer alan yuvarlak kemerlere taşıtılmıştır. Kemer üzengilerinin altında kalan bir yükseklikte duvar boyunca sıralanan kiriş delikleri bir asma katın varlığına işaret eder. Tonozları taşıyan kemerlerin bindiği orta ayağı definecilerin marifetiyle yıkılmış durumda bulduk. Kulenin üst kata çıkan merdivenleri duvarın içinde ki bir geçite alınmıştır (7)

Kule girişinin ilerisinde çalılıklar arasında bulduğumuz Yunanca yazılmış bir kitabeden artakalan bir mermer blok kule ile ilgili olmalıdır. Bu bulgu kulenin Bizanslılar tarafından yapılmış olabileceğini düşündürüyorsa da, bu bölgenin Ortaçağ'da Ceneviz denetim alanında bulunması bu konuda kesin bir yargıya gidilmesini önlüyor: Bilindiği gibi, Kuşadası'ndan Edremit, Midilli ve Enez'e kadar kuzey Ege bölgesini elinde tutan Cenevizliler buralarda birçok iskele kurmuşlar ve sıkı bir kontrol ağı kurarak üsIenmişlerdir. Cenevizli Francesco Gattilusio, 1355 yılında Midilli adasını drahoma olarak getiren V. Ioannis Paleologos'un kızı ile evlenir, iki yıl sonra da burada beyliğini ilan eder, Kardeşi Nicolo ise Enez'i ele geçirir, soyundan inenler ise Imroz ile Samotraki'yi alırlar ve yaklaşık 1460 yılına kadar ellerinde tutarlar. Cenevizliler Edremit'te mahalle kurma iznini zaten daha önce 1261 tarihli Nif antlaşmasıyla almışlardır. Bu durumda Corci adasında ki kulenin Cenevizliler zamanında yapılmış olduğunu düşünmek yanlış olmayabilir. Kaldı ki, Paleologlarin vasali durumunda ki Gattilusio ailesi Yunan adları kullanırlar. Bunlar 1373 (?) ler de Midilli adasında adanın güney kıyılarını ve Edremit'ten Çandarlı'ya kadar olan kıyı kesimini gözetim altında tutan bir kale inşa ettirmişlerdi. Corci adasında ki kule ise, Midilli ile Anadolu arasından geçen deniz trafiğinin kontrol edildiği bir istasyon olabilir. Adada ayrıca iskan izleri ve ufak Bizans şapellerine ait kalıntılar var.

Edirne'de incelediğimiz Saray-ı Amire-i Cedid'e aİt Cihannüma Kasrı (ya da özgün adıyla Kasr-ı Padişahi), Osmanlı saraylarına ait günümüze gelebilmiş en eski yapılardan biridir (13).

Bu yapıda gözlemlenen bazı tasarım ve yapım özelliklerinin Lüleburgaz'da bulunan ve yanlış olarak "Zindan Baba Türbesi" olarak anılan ve aslında bir kule olan yapıyla büyük benzerlikler göstermesi dikkatimizi çekmiştir. Gerek bu iki yapı arasında kurulabilen paralellikler gerekse Manisa'da II.Murat tarafından kurdurulan Saray-ı Amire' de ki ilk yapının bugün hala ayakta durduğu anlaşılan ve "Fatih Kütüphanesi" diye anılan kule olması (14), Cihannüma Kasrı'nın bir olasılıkla tek başına duran bir kule olarak tasarlandığını, II. Murat zamanın da yapımına başlatılan sarayın ilk yapımlar arasında yer aldığı, sonra ki şekline Fatih zamanın da tamamlatıldığı sırada kavuşmuş olabileceğini düşündürmüştür (15).

Yaptığımız üçüncü tarama gezisi Denizli ve Manisa illerini kapsıyordu. Amacımız, bazı yayınlarda bu yörede varlığına değinilen iskan kulelerini bulmak, yörede kalmış olabilen müstahkem çiftlik ve hanedan yapılarını saptamak idi. Taramalarımız iskan kulelerinin ortadan kalktığını, ancak bazı yer ve binaların hala kule adıyla anılmasından anlaşıldığı gibi ilgili tipolojinin bu yöreye de yabancı olmadığını göstermiştir. Buna karşılık, yerinde görmeye gittiğimiz çiftliklerin hiçbiri müstahkem çiftlik kategorisine uymamaktadır.

(7) Duvar içindeki merdivenleri, Edirne Cihannüma ve Adalet Kasrında, Lüleburgaz'da "Zından Baba Türbesi" diye anılan kulede gördük. Bu tarzda merdivenler Byblos'taki Ceneviz kulesinde de bulunuyor ve batı ülkelerindeki donjon mimarisinin olağan bir öğesidir.

(13) Bkz. S.Ünver, Edirne'de Fatih'in Cihannüma Kasrı, İstanbul 1953

(14) Ç. Uluçay, Manisa'daki Saray-ı Amire ve Şehzadeler Türbesi. İstanbul 1941 

(15) A. Arel, "Lüleburgaz'da 'Zından Baba Türbesi' olarak bilinen yapı", TAÇ Vakfı Yıllığı'nda yayınlanacak (1990). 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder